4 Mayıs 1969 Pazar, o tarihte hayatta olan insanların çoğuna göre hiçbir özelliği olmayan, sıradan bir gündü belki de. Oysa benim için, 10 yaşlarında, futbola düşkün bir çocukken İzmir’de geçirdiğim o gün, hayatımın güzel ve anlamlı bir yaşantısı olarak kişisel tarihimde yerini alacak, bugün bile övünç ve heyecanla hatırladığım bir anıya dönüşecekti.
Denizli’de oturuyorduk. 250 kilometre uzaklıktaki İzmir, bize en yakın büyük şehirdi. Her yıl, fuar zamanı bir-iki günlüğüne de olsa İzmir’e gidebilmek, o yıllarda ben ve ailem için büyük bir sevinç kaynağıydı. Sabahın beşinde, bizi İzmir’e götürecek otobüse biner, yaz sonu-güz başı sabahlarının iç ürperten serinliğiyle yola çıkardık.