Bu Blogda Ara

30 Kasım 2010 Salı

Bakireler Günü

Günün tamamı ıslaktı. Geceden, belki de gece görülen rüyalardan kalma bir ıslaklıktı bu.

Köprülerin ayakları ıslaktı. Yalnız onlar mı, Bizanslı bakirenin kulesi de ıslaktı. Kule’nin oradan geçerken, durup, bir büfeden iki ıslak mendil aldı.

Orleans’lı Bakire Ermiş Jeanne’ı görmeye gidiyordu. Söylenenlere bakılırsa Tanrı ve cellât da orada olacaktı.

Vardığında cellâdı, Jeanne’ın bakireliğini almak üzereyken yakaladı. Onları gözlemekte olan Tanrı izin vermedi buna. Cellâdı, erkekliğinden yoksun kalma cezasına çarptırdı.

Jeanne, ölüme bir bakire olarak gitti.

O sırada başka bir yerde, belki de aynı yerdedir bilinmez, Meryem’in, bakire olarak çıktığı yolculuğun hangi durağında bakireliğini yitirdiği hakkında öyküler anlatılıyordu.

Yürüdü. Günün ıslaklığı yeniden geceye geçiyordu. Ertesi gün sular boşanacaktı şehrin üstüne.

(2005)